Kozmetiğin Tarihçesi
11-07-2023
17:46
Kozmetik, Yunancadaki kos-metikos kelimesinden gelmekte olup, “süslemekte mahir” anlamındadır. İyi görünmek insanları daha mutlu, özgüvenli ve psikolojik olarak iyi hissetmelerine katkıda bulunmaktadır.
Bu nedenle Agarta Bitkisel Kozmetik olarak; Geçmişten günümüze kadar gelmiş ama gün yüzüne çıkmamış geleneksel kozmetik ürünlerin; formülleri, karışımları, kullanılan bitkileri veya doğal kaynakları geniş kitlelerin kullanımına katkı sağlamaktır. Ayrıca etrafındaki bitkisel kaynakların farkını fark edebilen bireyleri ortaya çıkarmaktır.
Kapsam; Doğada mikroorganizmalar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar birlikte ekosistemi oluşturmaktadır. Mikroorganizmalar ve bitkiler tüm canlıların yaşamı için gerekli temel besinleri üreterek yaşamın temelini oluştururlar. Bunu yaparken diğer taraftan doğanın olumsuz koşullarına (UV, ısı değişimleri, toksik maddeler , bakteri, mantar, virüs gibi zararlılar) karşı kendilerini korumak için çeşitli organik moleküller sentezlerler. İşte bu moleküller insanlar tarafından keşfedilerek tabiatın zararlı etkilerinden, hastalıklardan korunmak için kozmetik ve ilaç olarak kullanılmaktadır. bikisel kaynaklı binlerce formül, molekül tesbit edilmiş olup günümüzde kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılmaktadır.
Atadan kalma karışımlar her evde bir kozmetik amaçlı mutlaka kullanılmaktadır. İçinde bulunduğumuz bilişim çağında sosyal medya, iletişim araçlarının yaygın kullanımı sayesinde insanların bu förmülleri paylaştığı ve geniş kitlelerin bunlardan faydalandığını görüyoruz. Öyleki yediğimiz, içtiğimiz, bağda bahçede, saksıda yetiştirdiğimiz, manavdan, pazardan aldığımız bitkilerin bir güzellik kaynağı olduğunu görüyoruz.
Kozmetik tarihçesi;
Resmi kaynaklara göre, 5324 sayılı Kozmetik Kanuna göre; vücudun dış bölgelerine (saçlar, epiderma, kıllar, tırnaklar, dudaklar, ağız mukozası, dişler ve dış genital organlar vb.) uygulanan, temel amacı bu vücut kısımlarının temizlenmesi, görünümünün değiştirilmesi veya düzeltilmesi, vücut kokularının giderilmesi olan preparatlar kozmetik ürün olarak değerlendirilmektedir
Kozmetik, Yunancadaki kos-metikos kelimesinden türetilmiş olup, “süslemekte usta” anlamını taşımaktadır. Kozmetik ürün kullanım amacı temiz, bakımlı ve güzel görünmek, sosyal hayatta beğenilmek ve saygı görmek ister. Bu doğrultuda, insanlar eski çağlardan bu yana başkalarına güzel görünerek beğenilmek, güneş ve soğuktan korunmak, ciltlerindeki kırışıklık görüntüsü, yara ve benzeri izleri kapatmak, kötü kokuları maskelemek için parfüm, losyon ve kremler kullanmışlardır.
Kozmetik amaçlı ürün kullanımı Adem ve Havva döneminde, kemikten yapılmış tarakların kullanılmasıyla başlamakta olup insanlık tarihi kadar eskidir. Asur, Pers ve İbraniler, Mısırlılar, Babiller, Hintliler, Mezopotamyalılar özel gün ve bayramlarda daha farklı görünmek için kendilerini süslemeye ve boyamaya başlamışlar. Milattan önceki dönemde dahi kozmetik insanlar için önemli olup tarihçilere göre, Firavunların gömüldüklerinde bal, süt, parfüm kokulu mücevherlerle süslendiklerini arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır.
Kleopatra’nın bal, süt, yumurta sarısı karışımları ile cilt maske yapmıştır .Bu dönemde yüz boyaları ile merhemlerin konulduğu kaplara ait kalıntılar, MÖ 4000 yıllarından itibaren kozmetik amaçlı ürünlerin kullanımına ait kanıt oluşturmaktadır. Mısırlıların özellikle fiziksel görünümlerinden duydukları endişe nedeniyle, saç ve yüz görünümlerine verdikleri önem Ebers Papirüslerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu dönemde kadınlar arasında yaygın olarak göz boyalarının kullanıldığı, M.Ö. 1350 yıllarında Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin gözlerin yeşil, siyah, mavi ve gri renkler seçilerek alt ve üst kapaklarının farklı şekilde boyandığı belirtilmektedir. Gözlere sürülen boyaların aynı zamanda güneşin yakıcı etkilerinden korunmak amaçlı kullanıldığı da düşünülmektedir.
Bununla birlikte, cilt bakımında sütü yoğun olarak kullandıkları, Cleopatra’nın da süt banyoları yaptığı bilinmektedi. kaşlarını ve gözlerini kükürt-kömür karışımı ile çizerek makyaj yaptığı ,Yine Antik Mısır’da kadınların makyaj konusunda eğitildiği, bakımsız gezen insanların ise toplum tarafından dışlandığı kayıtlara geçmiştir. MÖ 2000’li yıllarda, Mezopotamya, ilaç, kozmetik ve boyaların hazırlanmasında kullanılan baharat ve bitkiler için ticaret merkezi haline gelmiş olup, burada göz boyama uygulamalarının yanında kına kullanılmak suretiyle saç, el ve ayakların boyandığı görülmüştür.
Daha sonraki yıllarda kozmetik, Akdenize yakın ülkelerde fark edilmiş ve Yunanistan’a kadar yayılmıştır. Romalılarda cilt bakımı , masaj ve banyo yapmaya başlamıştır.
Eski çağlarda, şaçlar için papatya suyu, yüz yumuşatma için keçi sütü kullanmışlar, limon ve portakal kabuğu ciltlerindeki pürüzler için kullanmışlardır.
Araplar dünyada ilk olarak Banyoyu keşfetmişler. haçlı seferleri sırasında Avrupalılar Araplardan banyoyu görmüşlerdir . Uzak doğu kültüründe ki taşlar, ipekler, kokulular ve baharatlar bu dönemlerde batıda da kullanılmaya başlamıştır. .
Doğu'nun diğer kültürlerinden etkilenen Hint Uygarlığı, MÖ 500’lerde kozmetik ürünlerin yapımında tütsü, sandal ağacı ve diğer kokuları kullanmıştır. Aynı dönemlerde Çinli kadınlar yüzlerini güzelleştirmek ve kırışıklıklarını gizlemek için gece boyunca bıraktıkları çay yağı ve pirinç tozu maskesinden faydalanmıştır.4 Ayrıca, Çin’de yasemin ve lotustan parfüm yapıldığı bilinmektedir.2 Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Afrika’da yaşayan yerlilerin törenlerde yüzlerini ve vücutlarını boyadığı, çeşitli bitkilerden elde edilen toz ve boyaların kozmetik amaçlı kullandıkları anlaşılmaktadır.8 İbrani zenginlerin cildi çeşitli yağlar ve merhemlerle yağladığı bilinmektedir. İncil'de de bu faaliyetlerle ilgili göndermeler yer almaktadır. Zeytin, badem, susam tohumu ve kabak unundan elde edilen yağların yanı sıra, hayvanlardan ve balıklardan elde edilen yağlı maddeler güneş ışınlarına karşı koruma olarak kullanılmıştır.
Dekoratif amaçlarla kadınlar, dudaklarını kırmızı boyalar ve çeşitli yağlarla karıştırılmış demir oksitle, tırnaklarını ise kül ve balmumu karışımlarıyla boyamışlardır. Çiçek ve bitkisel parfümlerin de cilt ve giyeceklere uygulandığı bilinmektedir. Yunanlı kadınların saç ve tırnaklarını yaldızlı boyalarla boyadıkları, kokularını güzelleştirmek için merhem sürdükleri, Galenos tarafından yağ bazlı ilk kremin Eski Yunan Döneminde yapıldığı bilinmektedir. Yunan kültüründen etkilenen Romalıların parfüm ve kozmetiklere düşkün olduğu ve Romalı kadınların, ceviz ekstraktlarını saçlarını koyulaştırmak için kullanırken, gözlerini boyamak için de antimon kullandıkları bilinmektedir. Ancak, kozmetik ürünlerin Avrupa’daki uygulamaları Roma İmparatorluğu’nun çöküş döneminin ardından azalırken, Arap ülkelerinde kozmetik ve parfüm kullanımı yaygınlaşmıştır.
Arap bilim adamlarından Ebu El Kasım El Zahravi (MS 936-1013) yazdığı tıp ansiklopedisinde kozmetikleri “güzellik ilacı” diye tanımlamış ve bu ürünlere de ansiklopedisinde yer vermiştir. Eski dönemlerden bu yana yağ ve baharatların Araplar tarafından gündelik yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak kullanılmakta olduğu bilinmektedir.
İpek Yolu üzerinde bulunmasından dolayı, pek çok farklı yerden gelen ürünlerin de ulaştığı Anadolu'da ise, gözleri boyamak için sürme kullanılması, düğünlerde kına ile saçların, el ve ayakların boyanarak renklerinin değiştirildiği geleneksel uygulamalar görülmektedir.9 Haçlı Seferleri ve Batılı Avrupalıların Doğu Akdeniz'e akın ettikleri zaman öğrendikleri bilgiler ve İspanya'da yararlı kozmetik hammaddelerin keşfi, Avrupa'da kozmetik kullanımını canlandırmıştır.
XVIII. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da kozmetik kullanımı çok yaygınlaşmış, parfüm hazırlamak için açılan ilk mağazalar Paris'te ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde İngiltere’de kozmetik kullanımının önüne geçilmesi yönünde kanun çıkarılma çalışmaları yürütülmüştür. Bununla birlikte, 1880'lerde kozmetiklerin tarihinde çığır açan olaylardan birisi teknolojik ilerlemelerin etkisiyle yayıncılık ve reklam sektöründeki gelişmelerdir. 1945’lerden sonra, kaşlar alınıp, saçlar kısalmış, gözler farlarla belirginleştirilmeye başlanmış, kırmızı renkli dudaklar ön plana çıkmıştır. Amerika, Fransa, İngiltere, İtalya, Almanya gibi ülkelerde kozmetik fabrikaları ve bunların dünyadaki şubeleriyle, kozmetik ürünler üretilmeye başlanmıştır. 21. yüzyılda kozmetik en popüler seviyesine ulaşmıştır. Ayrıca bugün dünyanın birçok ülkesinde kozmetikle ilgili fakülteler, yüksek okullar, kozmetik eğitimi veren devlet ve özel sektöre ait eğitim kurumları vardır. XX. yüzyılda, sinema ve sahne sanatlarının gelişmesiyle oyuncuların önayak oldukları makyaj modasının Avrupa ve Amerika’da kozmetik sektörüne önemli ivme kazandırdığı bilinmektedir.
Bununla birlikte, XX. yüzyılın sonlarından itibaren sağlık ve kimya alanlarındaki hızlı teknolojik gelişmelerin paralelinde kozmetik ürün formülasyonlarında daha etkili hammaddelerin kullanımı, cilt elastikiyetini koruyarak yaşlanmayı geciktiren ürünler, doğal, organik ve bitkisel ürünler, çocuk ve bebekler için özel bakım ürünleri, koruyucu içermeyen kozmetikler, erkek kozmetikleri gibi özellikli ürünlerin üretilmesi ile kozmetik pazarı oldukça büyük ilerleme kaydetmiştir.
Bu bağlamda, kozmetik ürünlerin tarihinin ele alınmasının onların mevcut kullanımlarının ve formülasyonlarında yapılan pek çok ilerlemenin anlaşılması açısından oldukça önemli olduğu görülmektedir. Yıllar içerisinde güzellik anlayışlı sürekli değişmiş olsa da, bakımlı, hoş kokulu, temiz olma tutkusu hiç değişmemiş, yok olmamış.
Bununla birlikte, XX. yüzyılın sonlarından itibaren sağlık ve kimya alanlarındaki hızlı teknolojik gelişmelerin paralelinde kozmetik ürün formülasyonlarında daha etkili hammaddelerin kullanımı, cilt elastikiyetini koruyarak yaşlanmayı geciktiren ürünler, doğal, organik ve bitkisel ürünler, çocuk ve bebekler için özel bakım ürünleri, koruyucu içermeyen kozmetikler, erkek kozmetikleri gibi özellikli ürünlerin üretilmesi ile kozmetik pazarı oldukça büyük ilerleme kaydetmiştir.
Bu bağlamda, kozmetik ürünlerin tarihinin ele alınmasının onların mevcut kullanımlarının ve formülasyonlarında yapılan pek çok ilerlemenin anlaşılması açısından oldukça önemli olduğu görülmektedir. Yıllar içerisinde güzellik anlayışlı sürekli değişmiş olsa da, bakımlı, hoş kokulu, temiz olma tutkusu hiç değişmemiş, yok olmamış.
Kaynaklar;
1. Sevil Azak Sunguri , Bilge Sözen Şahneii, Selen Yeğenoğlu.
The History of Cosmetic Products, The Evaluation of the Product Promotions in terms of Consumer Behaviour and their Legal Status. Sevil Azak Sunguri , Bilge Sözen Şahneii, Selen Yeğenoğlu.. Lokman Hekim Dergisi, 2018; 8 (3): 191-197
2. TC Resmi Gazete (2005) Kozmetik Kanunu. 30 Mart 2005. Sayı: 25771. Başbakanlık Basımevi. Ankara.
3. Çomoğlu T. Kozmetikler. Marmara Pharmaceutical Journal 2012;16:1-8.
4. Temel Kozmetik, [Internet]. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı [cited 31.10.2017]. Available from: http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul /moduller_pdf/Temel%20Kozmetik.pdf
5. Draelos Z. Cosmetics and Skin Care Products: A Historical Perspective. Dermatologic Clinics 2000;18:557-559.
6. Blanco-Da´vila F. Beauty and the Body: The Origins of Cosmetics. History of Cosmetics, Plastic and Reconstructive Surgery 2000;105(3):1196-1204.
7. Parish L, Crissey J. Cosmetics: A Historical Review. Clinics in Dermatology. 1988;6(3):1-4.
8. Secchi G. Role of Protein in Cosmetics. Clinics in Dermatology 2008;26(4):321-325.
9. Chaudri SK, Jain NK. History of Cosmetics. Asian Journal of Pharmaceutics 2009;3(3):163-167.
10. Uzel İ. Anadolu Uygarlıklarında Kozmetoloji. Lokman Hekim Journal 2011;1(1):47-54.
Kaynak: Agartakozmetik.com.tr